Türk çimento sektöründe 67 yıldır hizmetlerine devam eden TÜRKÇİMENTO, son yıllarda gerçekleştirdiği çalışmalarla sürdürülebilirlik kapsamında üretimini şekillendiriyor. Sektörün çatı kuruluşu olarak yeşil dönüşüme uyumlu, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı gibi konularda çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını ifade eden TÜRKÇİMENTO Ceo’su Volkan Bozay, “ABD ve AB üyesi ülkeler, düşük klinkerli yeşil çimento üretimine yoğunlaşıyor. Ülkemizde de yeşil çimento üretimi her geçen gün daha da artıyor. Bu bağlamda Türkiye’nin 2053 sıfır emisyon hedefi yolunda büyük katkılar sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
Türkiye’de çimento sektörü 110 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren en köklü sektörlerden biri olarak hizmetlerini sürdürüyor. 1957 yılında dernek statüsünde kurulmuş sivil toplum kuruluşu olan TÜRKÇİMENTO, çimento sektöründe daha kaliteli ürün, daha verimli hizmet anlayışı ile sektörel sorunlara toplumsal, çevresel, yasal ve etik değerlere bağlı çalışma anlayışı ile çözüm bulmak amacıyla faaliyetlerine devam ediyor.
Sektörün çatı kuruluşu alanında profesyonel kişilerce yönetiliyor
Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) Ceo’su olarak görevine devam eden Volkan Bozay, “1992 yılında ODTÜ İşletme Bölümünden mezun oldum. Profesyonel çalışma hayatıma 1996 yılında kamuda Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda Uzman Yardımcısı olarak başladım. Yüksek lisans derecemi ABD’de Peter F. Drucker Graduate School of Management, 2000 yılında Claremont Graduate University’de finans ve strateji alanlarını kazandıktan sonra, Toplu Konut İdaresi Başkanlığında (TOKİ) Finansman Dairesi Başkanı ve Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Yönetim Kurulu Üyeliğini üstlendim. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcılığı görevimden 2006 yılında ayrılarak özel sektöre BAT Türkiye’de Kurumsal İlişkiler Müdürü olarak geçtim. 14 yıllık özel sektör deneyimden sonra şu anda ülkemizin en köklü sivil toplum örgütlerinden biri olan Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği’nde (TÜRKÇİMENTO) CEO görevini yürütmekteyim. TÜRKÇİMENTO’daki görevimin yanı sıra; Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu (YÜF) Genel Sekreterliği ve TOBB T. Çimento ve Çimento Ürünleri Meclisi Başkan Yardımcılığı ile birlikte TÜRKÇİMENTO İktisadi İşletmesi olan Kalite ve Çevre Kurulu Yürütme Kurulu Başkanlığı görevini de sürdürüyorum” diyerek kariyer geçmişini anlattı.
Geniş bir faaliyet alanında hizmet veriliyor
TÜRKÇİMENTO faaliyetlerinin arasında sektörde çalışanların sürekli gelişimini sağlamak üzere eğitimler organize etmek ve üye fabrikalarına düzenlenen eğitim programları haricinde, seminerler, sempozyumlar, konferanslar organize etmenin de yer aldığını söyleyen Volkan Bozay faaliyetleri anlatmaya devam etti: “Üyelerimizi dünya çimento sanayi, navlun ve yakıt pazarları konularındaki gelişmeler hakkında bilgilendiriyoruz. Çimento ve beton konusunda periyodik dergi, kitap ve broşürler yayınlıyoruz. İktisadi işletmelerimiz Ar-Ge Enstitümüz ve Kalite Çevre Kurulumuzla sektöre teknik destekte de bulunuyoruz. Laboratuvarlarda sektör için temel ve uygulamalı araştırmalar yürütüyoruz. Üreticilerin üretim sürecinde karşılaştıkları problemler için çözüm sunarken üretimde Türk ve Uluslararası Standartlara uygunluğunu denetliyoruz. Laboratuvarlar arası test uygulamalarının yanı sıra teknik ve idari konularda enformasyon merkezi olarak hizmet veriyoruz. Ayrıca çimento ve beton konularında faaliyet gösteren kuruluşlar ve üniversiteler ile iş birliği yapıyoruz.”
“Düşük karbonlu üretimin bir parçası olmaya çalışıyoruz”
Son yıllarda çimento sektörü olarak yeşil dönüşüme uyumlu, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği, dijitalizasyon gibi konular üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını ifade eden Volkan Bozay, “Kamu kurumlarının projeleriyle karbon emisyonunun azaltılması konusunda çalışmaları yakından takip ediyor, düşük karbonlu üretime yönelik geliştirilen projelere katkı verip bir parçası olmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin 2053 sıfır emisyon hedefi yolunda büyük katkılar sağlamayı hedefliyoruz” diyerek düşük karbonlu çimentonun iç pazarda tüketimini artırmak üzere, kamu kurumlarıyla yakın iş birliği içinde olduklarını da sözlerine ekledi.
Türk çimento sektörü, Avrupa’nın lider üreticisi konumunda
Çimento sektörünün büyümesini en çok etkileyen unsurlar arasında konut sektörü ve alt yapı hizmetleri dikkat çekiyor. Bu yatırımları karşılayabilecek üretim kapasitesine fazlasıyla sahip bir sektör olan Türkiye için, Volkan Bozay, “Türkiye’de çimento sektörü 110 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren en köklü sektörlerden birisi. Bu geçmişiyle de dünyanın en önemli üreticileri arasında yer alıyor. Dünyada 5. büyük üretici olan Türk çimento sektörü, Avrupa’nın lider üreticisi konumunda. Aynı zamanda dünya genelinde 2. büyük ihracatçı olan sektörümüzün %94’ünü TÜRKÇİMENTO üyeleri temsil ediyor. Sektördeki oyuncularımızın ABD, İspanya, Mozambik ve Fildişi Sahilinde tesis yatırımları bulunuyor. Sektörün mevcut durumda etkili olduğu pazarlar ABD, Orta Doğu ve Afrika olurken yıllardır 100’ün üzerinde ülkeye kaliteli çimento ihraç etmesiyle de global çimento ihracat pazarının önemli oyuncuları arasında yer alıyor” diyerek önümüzdeki dönemde de bu pazarlarda genişlemenin hedeflendiğini belirtti.
“Çimento, ekonomik verilerin ötesinde stratejik bir ürün”
Ülkemizde üretilen çimentonun, Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerin uyguladığı uluslararası standartlara uygun olduğunu ve dünyanın en kaliteli çimentolarının başında geldiğini vurgulayan Volkan Bozay, “ABD ve AB üyesi ülkelere bakıldığında son yıllarda düşük klinkerli yeşil çimentoların hem üretimi hem de kullanımı artmış durumda. Bu bağlamda, dünyanın önemli çimento üreticilerinden biri olan ülkemizde de yeşil çimento üretimi her geçen gün daha da artıyor. Bu artışla birlikte kullanımının yaygınlaştırılması içinde yoğun faaliyetler yürütüyoruz. AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın sektörümüze getireceği yükümlülükler de düşünüldüğünde çimento üretiminde hem ekonomik avantajı hem de çevresel etkileri azaltması sayesinde yeşil çimentoların önünün açılması ülkemiz açısından bir avantaj olarak görüyoruz. Çimento, ekonomik verilerin ötesinde stratejik bir ürün. Bizim sanayiciler olarak yalnızca üretim-satış rakamlarına odaklanmamız söz konusu değil. Asıl hedefi düşük karbonlu üretim sağlamak olan sektörümüz, yeşil mutabakata uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği ve dijitalleşme konularında da titizlikle çalışıyor. Düşük karbonlu üretim yol haritamızda da belirttiğimiz gibi bu yolda alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, düşük klinkerli üretim, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar bizim sektör olarak en kritik konularımız” dedi.
Atık ısı gerikazanım ile 2,5 milyon kişinin elektrik tüketimine denk enerji elde ediliyor
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefinin ve yeşil kalkınma politikalarının belirlenmesinde sektör adına katkı sürdürmeye devam ettiklerini söyleyen Volkan Bozay sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Türk çimento sektörü olarak 2023 yılında 1,8 milyon ton atık kullanarak enerji ihtiyacımızın yaklaşık %12’sini alternatif yakıttan elde ettik. Ayrıca yine 2023 yılında 6,2 milyon ton alternatif hammadde kullandık. Avrupa Birliği’ndeki atıktan enerji üretim oranına ülkemizin de ulaşması ile karbon emisyonlarımızı daha da düşürmek mümkün olacaktır. Karbon emisyonu azaltımı için alternatif yakıt ve hammadde kullanımı kadar enerji verimliliği odaklı üretim yapmak da önemli. TÜRKÇİMENTO olarak yapılacak Ar-Ge faaliyetleri ve alternatif hammadde kullanımının yaygınlaşması ile önemli bir maliyet oluşturmadan emisyonların azaltılabileceğini düşünüyoruz. Enerji verimliliğini sağlamak üzere; üretim esnasında bacadan atılan gazın geri kazanımı yoluyla ‘atık ısı gerikazanım’ tesisleri kuruyoruz. Güncel rakamlarla öz sermayelerle 17 fabrikada kurulu 26 hatta toplam 154,5 megawatt gücünde enerji üretiliyor. Bu rakam, yaklaşık 618 bin hanenin günlük elektrik tüketimine karşılık geliyor. Yani, yaklaşık 2,5 milyon kişinin elektrik tüketimine eşdeğer bir miktardan bahsediyoruz. Enerjinin çimento üretim maliyetindeki oranının %80 seviyesinde olduğu göz önüne alındığında atık ısı geri kazanımı yoluyla ürettiğimiz enerjinin hem çevresel hem de ekonomik getirisini görebiliriz.”
AB iklim ve çevre politikalarına uyum yakından takip ediliyor
Çimento sektöründe de sürdürülebilirliğin en önemli konu başlıkları arasında yer aldığına dikkat çeken Bozay, “Sürdürülebilirlik çerçevesindeki çalışmalara öncü olma hedefiyle Avrupa Birliği (AB) iklim ve çevre politikalarını, Türkiye çimento sektörünün uyum sürecini de yakından takip ediyoruz. Sürdürülebilirliğin sağlanması ve emisyon azaltılması için biyokütle içeren atıktan türetilmiş yakıt kullanımının, yenilenebilir enerjilerin kullanımının artırılması ve teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi, karbon yakalama ve yeniden kullanımını, çimento üretiminde yeni teknolojilerin geliştirilmesi için çalışıyoruz. Sektörde enerji verimliliği yatırımları, biyokütle kullanımı, atık ısıdan elektrik üretimi, katkılı çimento üretimi konularında büyük yatırımlar yapılmaya devam ediliyor” ifadelerini kullandı.
“Türk çimento sektörü Türkiye’nin temelinde yer almaya devam edecek”
Türk çimento sektörü, 2024 ve 2025 yıllarında büyüme potansiyelini korumakta ve çeşitli zorluklara rağmen kapasite artışları ve kamu yatırımları ile desteklenmeye devam ediyor. Enerji ve hammadde maliyetlerindeki artışın fiyatlara yansırken, alternatif yakıt kullanımının ve karbondan arındırma girişimlerinin sektörde sürdürülebilirlik adına önemli adımlar olarak öne çıktığına değinen Bozay, “Bununla birlikte, ihracat pazarlarındaki değişimler ve iç talepteki büyüme, sektörün geleceğini şekillendirecektir. Bu süreçte, sektördeki şirketlerin maliyet yönetimi, verimlilik artışı ve sürdürülebilirlik stratejilerini benimsemeleri başarılı bir çimento sektörü için önem taşıyor. Türk çimento sektörü, yeterli kapasitesi, sorumluluk bilinci, yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği odaklı üretimiyle Türkiye’nin temelinde yer almaya devam edecektir” açıklamalarıyla sözlerini sonlandırdı.